28 Eylül’ün Bireysel Silahsızlanma Günü olarak kabul edilmesi için Umut Vakfı her yıl bu tarihte çeşitli etkinlikler düzenliyor. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, çok sayıda insanın ruhsatsız av tüfekleri kullanılan olaylarda hayatını kaybettiğini belirterek, bu silahlara ruhsatsız sahip olmanın cezasının yalnızca 944 TL olduğunu söyledi. Demirbaş, bunun idari suç niteliğinden çıkartılarak 6136 Sayılı Kanun’da olduğu gibi hapis cezası getirilmesi gerektiğini belirtti.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde, vakıf olarak yaşanan sorunlara dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini hatırlattı. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’te, önceki hafta 19. kez değişiklik yapıldığını belirten Prof. Dr. Timur Demirbaş, çoğu ruhsatsız milyonlarca silahın bulunduğu Türkiye’de, son düzenlemeyle “Hiçbir şekilde ruhsat verilemeyeceği” ibaresinin çıkarıldığını, silah ruhsatı alabileceklerin listesinin de bazı bürokratlar ve meslek grupları eklenerek genişletildiğini belirtti. Demirbaş, bu değişikliklerin bireysel silahlanmanın önünü açacağına dikkat çekti.
Ateşli silahlarla işlenen suçların yüzde 41,65’i av tüfeğiyle
Umut Vakfı’nın 2020 Türkiye Silahlı Şiddet Haritası Raporu’nu hatırlatan Prof. Dr. Timur Demirbaş, her yıl çok sayıda insanın bireysel silahlı olaylar sonucu hayatını kaybettiğini kaydetti. Prof. Dr. Demirbaş, “Öncelikle Vakfımızın kurucusu ve Nazire Dedeman’ı saygı ve rahmetle anıyorum. Vakfın her yıl hazırladığı rapora göre; 2020 yılında basına yansıyan 3 bin 682 silahlı şiddet olayında, 2 bin 40 kişi hayatını kaybederken 3 bin 688 kişi de yaralandı. Bu silahlı olayların 3 bin 128’inde ateşli silahlar (bin 303’ünde tüfek, bin 825’inde tabanca), 554’ünde ise kesici ve delici aletin kullanıldığı açıklandı. Çok düşük fiyatlarla kaçak olarak alınabilen pompalı – av tüfeği vb. tüfeklerle işlenen suçlar, ateşli silahlarla işlenen suçların yüzde 41,65’ini oluşturdu. Ruhsatsız av tüfeği sahibi olmanın yalnızca 944 TL idari para cezası bulunuyor. Bu silahlar kasten öldürmeden, yağmaya kadar birçok suçta rahatlıkla kullanılabiliyor. Nasıl 6136 Sayılı Kanun’da tabanca gibi ruhsatsız silahları taşımanın cezası 3 yıla kadar varan hapis, silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından otomatik tabanca vb. gibi vahim olması halinde ise 8 yıla hapisse daha öldürücü güce sahip olduğu halde namlu içinde yiv ve set bulunmadığından bu kanun kapsamında değerlendirilmeyen ruhsatsız av tüfekleri için de yapılacak düzenleme ile hapis cezası getirilmeli” diyerek yaptırımların caydırıcı hale getirilmesi ve etkin mücadele durumunda bu suçlarda azalma olacağını söyledi.
2020 yılının Mart ayında kanunda yapılan değişiklikle pompalı ya da av tüfeği olarak bilinen silahların izinsiz ya da izin belgesine aykırı üretim, satış ve reklam yasağına ilişkin olumlu düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Timur Demirbaş, “Buna göre, izinsiz üretim yapanlara 5 yıla, yasadışı satışını yapanlara 3 yıla kadar hapis cezası getirildi. Herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla ticari reklamı veya tanıtımının yapılamayacağı, bu silahların kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemeyeceği de yasaya eklendi. Bu kanunla birlikte merdiven altı üretim yapan ve faaliyet izni olmadan üretim yapan imalatçılar ve aynı zamanda sosyal medya üzerinden kanun dışı kapıda ödemeli ve faturasız ucuz tüfek satan kişilere de büyük ve etkili cezalar gelmesi, sevindirici. Örneğin, internette ya da sosyal medyada bu silahların reklamını yapmanın cezası bu yıl 114 bin 326 TL oldu. Hem bir hukukçu hem de bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak öncesinde defalarca çağrıda bulunduğumuz bu değişiklikten memnuniyet duyuyorum, ancak ruhsatsız tüfek sahibi olmakla ilgili yaptırımların hala herhangi bir caydırıcılığı bulunmuyor” diye konuştu.
Suçluluğun önlenmesi açısından hayati önemde
Her gün gerek ülkemizde gerekse de dünyada silahlanmanın boyutunun geldiği aşamaya ve insanların mağduriyetine tanık olduğumuzu belirten Prof. Dr. Timur Demirbaş, “Sokaklarda yaşanan çatışmalara, düğünlerde, asker uğurlamalarında rastgele ateşlenen ruhsatsız silahlarla işlenen cinayetlere tanık oluyoruz. Pek çok masum insan bu nedenle ne yazık ki yaşama veda ediyor. Silah bulundurmanın kendisinin suç olması yanında, silahın genellikle diğer suçları işlemede araç olarak kullanılması nedeniyle bireysel silahlanmanın önlenmesi ve kolluğun etkin denetimi, suçluluğun önlenmesi bakımından da hayati önemde” dedi.
Süt sağım yerine yıldırım düştü