Bursa’nin İznik ilçesinde müzede teşhir edilen lahitler sanat eserini aratmıyor. Dönemin soyluları için yapılan lahitlerin üzerindeki figürler binlerce yıldır önemini koruyor.
Türkiye’nin çeşitli yerinden dönem dönem bulunan tarihî lahitlerin üzerindeki figürler dikkat çekmeye devam ediyor. Antik çağda ölen kişilerin statülerine göre lahitlerinin üzerine hayatı, savaşları ve mitolojik figürler işleniyor. Bursa İznik Müzesi’nde geçmişe ışık tutan lahitler sergileniyor. Lahitlerin üzerindeki işlemeler ise görenleri hayran bırakıyor.
Sanat tarihçisi Doğan Özgün Kolaç, defin geleneklerinin her dönemde insanların dikkatini çektiğini ifade ederek, “Antik dünyaya baktığımızda ölü gömme işlemlerinin bazı çerçevesinde yapıldığını görüyoruz. Antik Roma döneminde üç tür defin geleneği vardır. Bunlardan biri ölünün yakılması, diğeri bütün halinde gömülmesi ve diğeri de antik Mısır’dan bildiğimiz mumyalama yöntemidir” dedi.
Ölü gömme geleneklerinin ve lahitlerin üzerindeki şekillerin kişinin sosyal statüsünü de belirlediğine dikkat çeken Kolaç, “Fakir halkla ile zenginlerin defin gelenekleri başka oluyor. Fakirler genelde külleri yakılarak bir kutunun içine koyuluyor ve işlem tamamlanıyor. Zenginlerde ise ölü yakılsa bile bir lahdin içine koyulduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Lahitlerin üzerindeki figürlerden de bahseden Doğan Özgün Kolaç, “Lahdin içinde yatan kişinin katıldığı savaşlar, sosyal ve ekonomik durumu mermere işleniyor. Bazen mitolojik sahneleri de lahitlerde görebiliyoruz. İznik Müzesi’ndeki lahitlere baktığımızda tasarımının genel olarak benzer olduğunu görüyoruz. Kimisi kırma, kimisi düz, kimisi ise girlantlarla bezenmiş, kimisi alçak kabartma, kimisi yüksek kabartma olduğunu görüyoruz. Bunlar sürekli görülen lahit türleri. İznik lahitleri ile ilgili şunu söyleyebiliriz; İznik geçmişte çok önemli bir yer olduğu için lahitlerinde kıymetli olduğunu biliyoruz. Çünkü devlet adamların, komutanların, asil insanların olduğunu biliyoruz. Sosyal statülerine göre bir ölü gömme geleneği içinde bulundukları için hal-i hazırda lahitlerin çok kaliteli olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kolaç, sosyal statüsü yüksek birinin ölmesi durumunda lahitlerinin hazırlanması ve işçiliğinin de detaylı ve uzun sürdüğünü dile getirdi.
Zonguldak Adliyesi’nde ilk kitabı bağışladılar