04 Şubat 2022 Cuma
On bir ayın sultanı Ramazan ayına veda ederken, pandeminin getirdiği tüm olumsuzluklara rağmen evlerde bayram heyecanı sürüyor. Ramazan bayramını koronavirüs tedbirleri kapsamından tam kapanma sürecine denk gelse de aile içinde geleneksel bayram ruhunu yakalayarak, bu sürecinin psikolojik olarak daha rahat geçirilebileceğini belirten İstanbul Esenyurt Üniversitesinden Uzman Psikolog İlkay Soykal, bu durumun çocukların psikolojisini de olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti. Bayram sürecinde ebeveynlerin çocuklarıyla yapabilecekleri aktivitelerden bahseden Soykal, “Yakınlarımızla konuşmak, film izlemek, fıkra anlatmak, bilmece sormak, oyun oynamak, birlikte yemek hazırlamak, müzik dinlemek telefon ve internet yoluyla görüntülü konuşmak. Video çekip, sanki karşımızda o insan varmış gibi düşleyip söylemek istediklerimizi kaydederek karşımızdaki insana iletmek. Mektup yazmak ve hediyeleşmek bayramı daha mutlu geçirmemizde işe yarayabilir” tavsiyelerinde bulundu.
“Yaşamla birlikte bayramlar da değişti”
Alışkanlıklar, adetler ve geleneklerle birlikte bayramların da kutlayış biçimine göre değişikliğe uğradığını ifade eden İlkay Soykal, “İnsan yaşamının değişmesi, bayramları kutlama biçimlerinin de değişmesine yol açıyor. Burada, bir arada olmak, epeydir görüşmediğimiz insanlarla bir araya gelmek, neşeli, eğlenceli zaman geçirmek, dayanışmak esas olandır. Eskide kalan bayramların ruhsal ortamı yeniden oluşturulabilir. Malum pandemi var. Gidip gelemiyoruz. Ancak telefon ve internet yoluyla görüntülü konuşulabilir. Evde yakınlarımızla konuşmak, fotoğraflara bakıp söyleşmek yararlı olur. Çocuklar içinse, bayramı anlatmaktan öte yaşamak, onlara örnek olmak yararlı olur. Bayram harçlığı, hediye, onlarla oyun oynamak, bir bakıma çocuklaşmak sağlıklıdır. Çocuk, kendisi gibi olan insana yakınlık gösterir” dedi.
“Çocuklarınızla vakit geçirin”
Teknoloji olanaklarının çok fazla kullanılmasıyla yalnızlaşmanın ortaya çıktığını söyleyen Soykal, “Aslında insanlar eski bayramı özlerken bir arada olmayı da özlüyor. İnsan, sosyal bir varlık ve yalnız kaldığında, kendini yalnızlaştırdığında ruhsal bunalımlar yaşayabilir. Bunun için, telefon rehberimizde olan insanları aramak, onlarla görüntülü veya işitsel olarak konuşmak, oturduğumuz yerde komşularımızla bayramlaşmak, onlarla söyleşmek, balkondan balkona el sallamak yararlı olur. Pandemi, insanı yalnızlaştırdı. Bunu kırıp, konuşmak, paylaşmak, beraber evde yemek yapmak, egzersiz yapmak yararlı olur. Çocuklarla, evcilik, kukla, lego oynamak ne güzel olur. Çocuklarla çiçek ekmek, onu sulamak, resim yapmak, kağıttan şekiller çıkarıp onları boyamak çok yararlı olur” diye konuştu.
Çocuklara bayram kavramını yaşatmak için arefe günlerinin ve bayram sabahlarının çok önemli olduğunu ifade eden Soykal, “Bayram sofrası, kahvaltı, tertemiz elbiselerle güne başlamak, müzikle şenlenmek, evi süslemek, çok güzel olur. Bayramlar aslında bir soluklanma, eğlenmeye başlama, güzel duygular yaşama zamanıdır. Yetişkinler bayramda neşeli olduklarında, sevinçli olduklarında çocuklar da onları örnek alır“ dedi.
“Maddi ve manevi yardımlar yalnızlık hissimizi azaltabilir”
Buruk geçen bayram süreçlerini manevi olarak da değerlendirilebileceğini kaydeden Soykal, “Hiç tanımadığımız, belki de tanımayacağımız ihtiyacı olan insanlara yardım etmek ne güzel olur. Örneğin Kızılay’a, Darüşşafaka’ya, Darülaceze’ye vb. kurumlara online bağış kampanyaları var. ‘Damlaya damlaya göl olur’ anlayışıyla az demeden yardım etmek, oradaki insanlara tebrik kartı göndermek, onlar için bağışta bulunmak, yalnızlık hissimizi azaltabilir. Karşılık beklemeden yapılan yardım iyi hissetmeye yol açabilir” şeklinde konuştu.