04 Şubat 2022 Cuma
Araştırmacı-Yazar İbrahim Kekeç, Çaycuma ilçesinin İkinci Dünya Savaşı sırasında tarihi bir olaya ev sahipliği yaptığını ortaya çıkardı. Türkiye’nin katılmadığı savaşın en zorlu günlerinde hava sahasını ihlal eden bir Rus savaş uçağının Çaycuma’ya indiğini tespit etti. Kekeç’in, ulaştığı görgü tanıkları o günleri tekrar anlattı.
Kent tarihiyle ilgili araştırmalar yapan araştırmacı-yazar İbrahim Kekeç, denizi ve yeşiliyle kentin en gözde ilçelerinden biri olan Çaycuma’nın İkinci Dünya Savaşı’na ilişkin tarihi bir olay yaşadığını araştırmalarıyla ortaya koydu. Türkiye’nin savaş süresince tarafsız bir politika izlediğini hatırlatan Kekeç, görgü tanıklarına da ulaşarak Rus Savaş uçağının Çaycuma’ya iniş yaptığı o günleri şöyle aktardı:
“Batı Karadeniz’de tarıma elverişli müstesna toprakları, kıyısında masmavi denizi ve yemyeşil doğasıyla ünlü Zonguldak’ın güzide şehri Çaycuma, İkinci Dünya Savaşı sırasında tarihi bir olaya ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin katılmadığı savaşın en çetin günlerinde Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus savaş uçağı Çaycuma’ya indi. Çaycuma İstasyon Mevkiine indi. Bilindiği gibi 80 milyona yakın kişinin ölümüyle sonuçlanan ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen İkinci Dünya Savaşına Ülkemiz katılmayıp, savaş süresince tarafsız bir politika izledi. Yine de muhtemel bir saldırıya karşı ordusunu teyakkuzda tutmayı, bir dizi savunma tedbirleri almayı ihmal etmedi. Tedbirler kapsamında Rus tehdidine karşı Çaycuma-Kokaksu’ya askeri havaalanı inşa edildi. Yanına da askeri birlik konuşlandırıldı. Türkiye savaşa girmese de, savaşa katılan ülkelerin savaş uçaklarının Türk gemilerine saldırmaları, Türk topraklarını bombalaması ve Türk hava sahasının ihlal edilmesi gibi olaylar gerçekleşti. Türk hava sahasının ihlal edilmesi olaylarından biri de 1941 yılında Çaycuma’da gerçekleşti. Bir Rus savaş uçağı Türk hava sahasını ihlal ederek Çaycuma’ya İstasyon Mevkiine indi. Kendilerine ulaştığımız görgü tanığı üç kişinin beyanları, yazılı belge ve gazete haberleri ışığında söz konusu Rus savaş uçağının Çaycuma’ya gizemli iniş hikâyesi. Zeynep Uzun(93); Uçağın indiği gün Hacı İlyas’a ait İstasyon yakınındaki tarlada çalışıyorduk. Tarladaki sayvanın içinde öğle yemeği yerken büyük bir gürültüyle yakınımıza bir tayyare indi. İlk defa bir tayyare gördük ve çok şaşırdık. İçinden ecnebi askerler inince düşman tayyaresi olduğunu anladık. Düşman saldırısına uğradığını zanneden Çaycuma halkı, ellerinde sopalarla tayyarenin indiği yere hücum ettiler. Çok geçmeden bizim askerlerimiz hadise yerine geldi. Rusya’ya ait olduğunu öğrendiğimiz tayyarenin askerleri bizim askerlerimiz tarafından alıkonuldu. Rus tayyaresi uzun süre indiği yerde bekletildi. Ulaştığımız diğer görgü tanığı Hayrullah Saki (88) emekli öğretmen, Çaycuma’da yaşıyor. İlkokul öğrencisiydim. Alman Harbi devam ederken Ağustos ayı içinde tuğla harmanının bulunduğu yer ile Hacı İlyas’ın tarlasının olduğu Çaycuma istasyon mevkiine bir Rus uçağı indiği doğrudur. Kurtuluş Savaşının etkisini üzerlerinden henüz atamamış Çaycuma halkı, kendi topraklarına ecnebi uçağının indiğini görünce ’Yetişiy Çaycuma İstasyon tarafına gâvur tayyaresi düşdü” nidalarıyla uçağın indiği yere doğru koşmuşlar. Bizim askerlerimiz uçağın yabancı askerlerini götürmüşler. Rus uçağı uzun süre orada kaldıktan sonra parçalandı. Hayrullah Saki ile konuşmamız sırasında eşi Hayriye Saki de söze girerek, parçalanan uçağın malzemelerinden kadınların bilezik yaptırdıklarını aktardı. Diğer görgü tanığı Ali Nuri Güntekin (88) Emekli öğretmen-Yazar. Çaycuma’da yaşıyor. Ekinlerin biçildiği temmuz- ağustos aylarıydı. Çaycuma’nın yükseğinde kalan Kahvecioğlu köyümüzden bir uçağın Kayıkçılar köyü civarına indiğini gördük. İnen uçağın, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman uçakların saldırısından kaçan Rus savaş uçağı olup mecburi iniş yaptığını öğrendik. Tarlada çalışırken uçağın inişini görüp, yabancı savaş uçağının saldırdığını zanneden Çaycumalılar, ellerine geçirdiği kazma, kürek ve sopalarla koşarak uçağın indiği yere gelmişler.”
“Türkiye La Haye Sözleşmesi hükümleri gereğince muamele etti”
Kekeç, Türkiye’nin La Haye Sözleşmesi hükümleri gereğince muamele yapıldığını hatırlatarak şöyle devam etti:
“İnen Rus uçağının pilotlarından biri Tatar’mış. 93 Harbi muhacirlerinden 5-6 Tatar ailesi Çaycuma’da ikamet etmekteydi. Uçaktan inen ve Tatarca bilen Rus askeriyle onlar konuşmuşlar. Hadise yerine gelen askerlerimiz Rusları gözaltına alıp Ankara’ya götürmüş. Uçağın önemli parçaları sökülüp, uzun süre burada bekletildikten sonra parçalanmış. Çaycuma’ya inen uçakla ilgili yazılı belge Genelkurmay kayıtlarında yer alıyor. İkinci Dünya Savaşına katılan yabancı ülke uçaklarının Türk hava sahasını ihlaliyle ilgili Genelkurmay Başkanlığı tarafından 31 İkinci Teşrin 1944 tarih ve 34976/167 sayılı Başvekâlete bir yazı yazılmış, yazı ekindeki 1 numaralı cetvelde “Çaycuma” adına yer verilmiştir. Rusya’ya ait iki motorlu bombardıman uçağının 7 Ağustos 1941 tarihinde Çaycuma’ya indiği ve durumunun “hasara uğramış” olarak belirtildiği cetvelde, kabili istifade(kullanılabilir) malzemesi alındıktan sonra yerinde terk edildiği ifade edilmiştir. Enterne durumdaki tayyarelerin muhafazaların askeri birlikler ve diğer müesseslere fazla yük altında tuttuğu ve masrafları olduğuna dikkat çekilen Genelkurmay üst yazısında ise, 1 Ağustos 1943 yılına kadar memleketimize inmiş tayyarelerin vaziyetlerinin hal ve tasfiye edilmesi hususunda gerekli teşebbüslerin yapılması Hariciye Vekâlet’inden istenmiştir. Genelkurmay’ın ifadesine göre, 1941 yılında Çaycuma’ya mecburi iniş yapan Rus uçağının 1 Ağustos 1943 yılına kadar memleketimize inip, vaziyetleri henüz hal ve tasfiye edilmeyenler arasında yer aldığı, hasarlı oluşu nedeniyle içindeki kullanılabilir malzemesi alındıktan sonra Kasım 1944 sonu itibariyle (3 yılı geçen) enterne vaziyetinin devam ettiği belirtilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türk topraklarına zorunlu iniş yapan uçakların mürettebatına 1907 La Haye Sözleşmesi hükümleri gereğince muamele etti. Enterne edilen askerler Ankara’ya götürülürken, uçaklar çoğunlukla ulaşım yetersizliğinden dolayı iniş yaptıkları yerde tutuldu ya da uçabilecek durumda ise Kayseri Uçak Fabrikası’na götürüldü. Düşerek kullanılamaz hale gelen savaş uçaklarının ise parçaları söküldü ve ham madde olarak kullanıldı. Aradan 80 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen görgü tanıklarımızın olayı bugün yaşıyormuş gibi hatırlamaları ve bizlere aktarmalarından dolayı minnet ve şükranlarımı sunuyor, sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Milli Mücadelede kahramanlık destanları yazmış vatansever Çaycuma halkının İkinci Dünya Savaşı sırasında topraklarına inen yabancı bir uçağı görür görmez vatan savunması aşkıyla ellerine geçirdiği kazma, kürek, sopalarla olay yerine koşmaları takdire şayandır.”