Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, tüm Türkiye’nin ve eğitim camiasının merakla beklediği “Korona virüs sürecinde eğitim kayıpları nasıl telafi edilecek” sorusuna, yanıt niteliğinde bir rapor hazırladı. Türkiye’nin Telafi Eğitimi Yol Haritası başlıklı raporda, bir yılı aşkın süredir tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının Dünya ve Türkiye’deki eğitim sistemine etkileri ve eğitimde yaşanan kayıpların telafi süreçlerine dair çözüm önerileri sunuluyor. Raporun detayları hakkında bilgiler veren TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, “Covid-19 birçok sektörde olduğu gibi dünyada bütün ülkelere eğitimine ciddi miktarda sorunla karşı karşıya bıraktı. Çünkü ekonomi bugünü ilgilendiriyor, eğitim geleceği ilgilendiriyor. Dünyada bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Ortaya çıkan sonucunda çalışmalar sonucunda bir yol haritası çıkarıldı. Yaklaşık 1,5 yıllık bir kayıpla karşı karşıyayız. Şunu net olarak söyleyeyim ki, dünyada OECD ülkelerinde Meksika’dan sonra okullarını en uzun kapatan ülke maalesef bizim ülkemiz oldu. Okulların kapanma süresine baktığınız zaman gelişmişlik endeksi düşük olan ülkeler okullarını çok daha uzun süre kapattılar. Biz Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu olan TEDMEM üzerinden süreçle ilgili bu nasıl telafi edilecek? Bu 1,5 yıllık süreçte bir öğrenme yoksulluğu oluştu dünyada ve Türkiye’de. Özellikle bizim gibi gelir adaletsizliği olan ülkelerde bu adaletsizlik eğitimle daha da körüklenmiş halde geldi” ifadelerini kullandı.
“Öğrencilerin eşit koşullarda uzaktan öğretime erişmesini sağlayamadık”
Öğrenme kayıplarının ciddi boyuta geldiğini belirten TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, “Bu bir uzaktan eğitim değil, uzaktan öğretim. Akademik kayıpların yanı sıra sosyal ve psikolojik etkenler yani 21. yüzyılın bireyini oluşturan ana etkenlerden çok ciddi miktarda kayıplarla karşı karşıyayız. Öğrencilerin eşit koşullarda uzaktan öğretime erişmesini sağlayamadık. Bu devletin veya bakanlığın suçu değil. Bu kadar büyük yani 18 milyonluk öğrenci yapısında öğrencilerin hepsinin erişmesi mümkün değil. Ankara’nın merkezinde bile internette kesintiler yaşayabiliyoruz. Dolayısıyla öğrencilerin sosyoekonomik ihtiyaçlarının ve teknolojik ihtiyaçlarının yanı sıra aslında erişimle ilgili başka sıkıntılarla da karşı karşıya kaldılar” dedi.
Pandemi sürecinde öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin yorulduğunu dile getiren Pehlivanoğlu, “Yani artık psikolojik olarak eğitim sürecinden bu paydaşların hepsi koptular. Okul ile olan son bağı da kaldırarak öğrenci-okul bağını tamamen koparmış olduk” ifadelerini kullandı.
“Tamamen açamayacağımız bir okul için telafinin düzgün bir şekilde yapılabilmesi söz konusu değil”
OECD’nin ve Amerikan Salgın Hastalıklarla Mücadele’nin açıkladığı renk kodları doğrultusunda Türkiye’nin Haziran’ın başında okulları tamamen açamayacağını ifade eden TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, “Tamamen açamayacağımız bir okul için telafinin düzgün bir şekilde yapılabilmesi söz konusu değil. Aslında baktığınız zaman bizim yaptığımız incelemede 16 Mart 2020 ile 2 Mart arasında 175 günlük eğitim öğretim sürecinde en uzun açtığımız kademe ilkokul birinci sınıf. 15 güne denk geliyor. Yani bu kadar tantana yaptık. Okulları açtık kapadık, veliler perişan oldu. Onun için sekizinci ve on ikinci sınıflarda ve ilkokulun diğer kademelerinde bu 10 güne denk geliyor” diye konuştu.
“Bizim çağrımız okulların Haziran ayında tamamen kapatılmasıdır”
TEDMEM olarak önerilerinin Haziran’da okulların kapalı kalması olduğunu belirten Pehlivanoğlu şunları söyledi:
“Sağlık Bakanlığının yaptığı aşılama takvimi eğer doğru bir şekilde uygulanırsa Ağustos-Eylül aylarında bayram sonrasında bu sorun ortadan kalkmış olacak. Ağustos ayının başında biz bütün kademeleri tam açılma ile açalım. ‘Mış’ gibi yapmayalım. Öğretmenlerin de koptukları psikolojik süreçte yaz tatillerini fazla kısaltmak başka sıkıntılarla bizi karşı karşıya bırakabilir. Sonuç olarak Haziran’da biz okullarımızı tamamen kapatalım diyorum. Ağustos’un başında açalım diyoruz. Niye? Çünkü karne bir yetkinlik belgesi değil. Karne artık bir formalite belgesidir. Onun için bizim çağırımız okulların Haziran ayında tamamen kapatılmasıdır.”
“Kazanım kayıpları testlerini yapalım en az öğrencilerin yüzde 60’ının sınıf tekrarı yapması gerekir”
“1,5 yılda öğrenci ne öğrenmesi gerekiyordu? Neyi öğrendi? Neyi öğrenemedi? Emin olun kazanım kayıpları testlerini yapalım en az öğrencilerin yüzde 60’ının sınıf tekrarı yapması gerekir” diyen Pehlivanoğlu, bir “sınıf risk haritası” çıkarılması gerektiğini önerdi. Söz konusu harita çıkarılırken de her sınıf düzeyindeki kritik kazanımların belirlenmesi gerektiğini aktaran Pehlivanoğlu, “Çünkü daha karmaşık bir problemi çözebilmek için temel karmaşıklıklarla ilgili kazanımlara sahip olmanız gerekir” dedi.
“Eğitimdeki adaletsizlik büyüyor”
Türkiye’de eğitim sürecinde parası olanla olmayan arasında uçurumun yaşandığını belirten TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, “Bu uçurum doğrultusunda eğitimdeki adaletsizlik büyüyor. Eğer bugün açık lise bir okul türü haline dönüşmüş durumda. Okul terkleri artar. Çocuk işçilik artar. Çocuk gelin artar. Beceriye sahip olmayanlar başarısızlıkla karşı karşıya kalacakları için ülkede genç işsizlik oranları çok daha büyük bir miktarda artar” ifadelerini kullandı.
OECD, Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC), Birleşmiş Milletler (BM) gibi dünyanın önde gelen kurumlarının verilerini analiz eden TEDMEM, eğitimdeki sorunu göstermenin yanı sıra çözüm önerileri sunarak Türkiye’yi eğitim seferberliğine çağırdı. Raporda, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında okullarını en uzun süre kapalı tutan ikinci ülke olduğuna dikkat çekiliyor. Salgının ilk yılında 175 gün okula gitmesi gereken öğrencilerin yüz yüze eğitim aldıkları süreyi sınıflara göre hesaplayan TEDMEM, bu sürelerin ilkokul 1. Sınıflar için sadece 15 gün, 2. Sınıflar için 10 gün olduğunu açıklarken, 6., 7., 10., ve 11. Sınıfların bir yıllık süreçte hiç yüz yüze eğitim görmediğini ortaya koydu.
Raporun en can alıcı uyarılarından biri, uzaktan öğretim sürecinde tüm sınıfların köy okullarındaki gibi birleştirilmiş sınıf özelliği taşıyan bir yapıya büründüğü vurgusu oldu.
Bütün kademelerde yeni bir müfredat uygulamasına geçilmesinin şart olduğuna dikkat çekilen raporda, eğitimin nitelik boyutunun hiç konuşulmadığı, tüm sınıflardaki öğrenme kayıplarının ölçülmesinin öncelik olduğunun altı çizildi.
Burhaniye Mesleki Eğitim de bir ilk daha